TBMM başkanlık kürsüsüne evvelki gün birinci kere çıktığında alabildiğine heyecanlı, alabildiğine gururluydu. Fakir bir ailenin çocuğu olarak tek odalı konutta büyümüş, tatil periyotlarında pamuk personelliği yaparak ailesine dayanak olmuştu. Artık, TBMM’yi yönetmeyi de Cumhuriyetin tanıdığı eşitliğe, Atatürk’e borçlu olduğunu gururla anlatıyor.
CHP’de daha evvel TBMM Başkanvekili olarak Güldal Mumcu, yalnızca bir oturumu yöneten Şafak Pavey misyon yapmıştı. CHP’li üçüncü bayan Başkanvekili ise Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karaca oldu. Erken seçim hariç, iki periyottur Denizli Milletvekili olarak vazife yapan Karaca, daha evvel CHP Genel Lider Yardımcılığı misyonunda de bulunuyordu.
5. BAYAN BAŞKANVEKİLİ
TBMM tarihinde Meclis Başkanvekili olarak halen İYİ Parti Genel Başkanlığı vazifesinde bulunan Meral Akşener, suikast sonucu hayatını kaybeden gazeteci-yazar Uğur Mumcu’nun, eşi devrin CHP Milletvekili Güldal Mumcu, bir oturumda olsa TBMM’yi yöneten periyodun CHP Milletvekili Şafak Pavey ve 23 ve 24. Devir AKP İstanbul Milletvekili Ayşenur Bahçekapılı bulundu. Son olarak da Denizli CHP Milletvekili Gülizar Biçer Karaca Başkanvekili seçildi. Karaca, ayda üç defa Meclis’i yönetecek.
İlk kere dün TBMM oturumunu yöneten ve yeni misyonu nedeniyle heyecanlı olduğu gözlenen Gülizar Biçer Karaca, SÖZCÜ’ye şunları söyledi: “Cumhuriyetin yüzüncü yılında TBMM Başkanlığı’na vekalet etmek, Meclis’i yönetmek benim için çok büyük bir onur. Benim öyküm tam manasıyla bir Cumhuriyetin bayanları nerelere getireceğinin de somut göstergesidir. Pamuk tarlasında personellik, tek odalı bir meskenden çıkan fakir bir ailenin kızı olarak, geldiğim noktayı Cumhuriyetimize, Atatürkümüze borçluyum. Fırsat verilince Türk bayanının nerelere gelebileceğinin somut bir örneğiyim. Seçim sonrası üst bir mevkiye seçilmem, memleketim Denizli’de de çok büyük sevinç yarattı. AKP’den Denizlili bakanlar vardı. CHP’den üst seviye makamda bulunmam hemşerilerimizi keyifli etti.”
Yıllardır TBMM Genel Heyet salonunda milletvekili olarak bulunan Gülizar Biçer Karaca, “Genel kurulu yönetmek için Meclis Başkanlığı koltuğuna oturduğumda çok heyecanlıydım” dedi. Karaca, kürsüde yaşadığı hislerini şöyle anlattı:
“Anayasa’mızın değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemeyen birinci 4 unsurunda belirlenen, devletimizin idare formu olan Cumhuriyetimizin yüzüncü yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi Lider Vekili olarak vazife yapmanın heyecan ve onurunu yaşıyorum. Yüz yıl evvel işgal altındaki bir ülkede bile kongreler düzenleme, şûralar toplama, Meclis oluşturma üzere demokratik süreçleri işletmiş bir ulusal egemenlik aklıyla tarafını halka çevirerek demokratik tavrını ortaya koyan, kurtuluşun ve kuruluşun yol haritasını uygulayan, Anadolu’yu özgürleştiren, Ulusal Uğraş’ın kazanılmasıyla ‘gazi’ unvanını elde eden Meclisteyiz. Yüz yıl evvel başlattığı ihtilalleri, ekonomik ve siyasi bağımsızlık maksadıyla çağdaş bir devlet ve rejimin inşasını müzakereyle hayata geçiren büyük Meclisteyiz.
SONSUZ MİNNET BORÇLUYUM
Yüz yıl evvel Anadolu’nun fakir çocuklarına hakkı olan fırsat eşitliğini sağlayan, birer kıvılcım üzere onları yurt dışına gönderip ateş topu üzere ülkelerine dönmelerini sağlayan, aklın ve bilimin rehberliğinde Anadolu aydınlanmasına öncülük etmiş Gazi Meclisteyiz. İşte, benim bugün, bu koltukta oturmam Cumhuriyetimizin sağladığı fırsat eşitliği ve sonsuz minnet borçlu olduğum kurucumuz Gazi Mustafa Kemal Atatürk sayesindedir. Bu sorumluluğu taşımaktan onur duyuyorum.”
LAİK VE BİLİMSEL EĞİTİM
Laiklik ve bilimsel eğitimin Türkiye Cumhuriyeti’nin ikinci yüzyılında yol gösterici olması için bayanın çağdaş bir hukuk devletindeki yerinin net bir biçimde tanımlanması gerektiğini kaydeden Karaca, kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Kadınların TBMM’de ve hayatın her alanında eşit temsiliyet hakkının sağlanacağı bir süreç inşa edilmelidir. Bütün siyasetlerde temel problemlerden biri olarak bayan görülmelidir. Var olan ve giderek derinleştirilen toplumsal cinsiyet eşitsizliğinden en çok bayanlar ziyan görürken, bayanlar kutsal sayılan kavram ve kurumlar üzerinden tanımlanıyorken TBMM de bayanları, tüm canlıları kapsayan eşitsizlikleri ve adaletsizlikleri kalıcı olarak ortadan kaldıracak siyasetlerin hedeflenmesi daha faal, daha verimli, daha eşitlikçi yasama faaliyetlerin yapılmasını gerekiyor.”
Meclis’i birinci defa yöneten Karaca, gururlu ve heyecanlı olduğunu belirtti.
Vekil seçilen Can Atalay burada olmalı
Karaca, Cumhuriyeti demokrasinin yücelttiğini, demokrasinin olmazsa olmazının da hukuk devleti olduğunu kaydetti. Vekil seçilmesine karşın cezaevinde tutulan Can Atalay için şöyle konuştu: “Cumhuriyetin özü ve kaynağı ulusal egemenliktir. Seçmenin, özgür iradesiyle oy vermiş on binlerce yurttaşın temsilcisi olan Can Atalay’ın bugün Parlamentoda bulunması gerekirken keyfi tavır ve irade gaspıyla ortamızda olmaması Cumhuriyetimizi ve demokrasimizi eksik kılmaktadır. Zira Meclis ulusal egemenlik makamıdır. Milllet iradesinin tecelli makamı Türkiye Büyük Millet Meclisidir. Meclisi tali bir yapıya dönüştürmek, demokrasinin niteliğini ortadan kaldırır. Torba yasalar, kanun kararında kararnameler, Meclis’in özünün kaybına, değerinin azalmasına yol açar.”
