İklim Kanunu’na karşı Ankara’ya yürüyorlar
Paris Muahedesi’nin devamı olarak Ekim ayında Meclis gündemine gelmesi beklenen İklim Kanunu teklifine karşı çıkan Ahmet Tanman ve Yusuf Ayaz isimli vatandaşlar İstanbul’dan Ankara’ya yürüyorlar.
Yürüyüşte 9. günü geride bırakan ikili, 2 Ekim’de Ankara’da 81 vilayetten gelen isimlerle bir ortaya gelerek TBMM’de milletvekilleriyle görüşecekler.
80 VİLAYETTE AÇIKLAMA
İklim Kanunu’na karşı olan isimler 80 vilayette 30 Eylül cumartesi günü AKP ve CHP vilayet başkanlıkları önünde basın açıklaması yapacaklar. Ankara’da ise 1 Ekim Pazar günü basın açıklaması sonrasında AKP Genel Merkezi’ne itiraz dilekçesi verilecek.
MECLİS’E KADAR YÜRÜYECEKLER
İstanbul’dan Ankara’ya yürüyen Ahmet Tanman ve Yusuf Ayaz’ın 2 Ekim’de başşehre ulaşmaları bekleniyor. Birebir gün 81 vilayetten gelen kanun zıddı isimler Ankara girişinde bir ortaya gelecekler. Birlikte TBMM’ye yürüyecekler ve Meclis Başkanlığı’na itiraz dilekçesi sunulacak. 2-7 Ekim tarihleri ortasında ise 600 milletvekili ile görüşmeyi planlayan bu isimler, yasaya neden karşı olduklarını anlatacaklar.
ÖZGÜRLÜKLER SINIRLANACAK
Avukat Hacı Ali Özhan, yasaya neden karşı olduklarını SÖZCÜ’ye şöyle anlattı:
– İklim Kanunu teklifini Paris Mutabakatı’nın devamı olarak Meclis’e getirmek istiyorlar. Bu düzenleme çalışma, eğitim ve seyahat üzere hak ve özgürlükleri anayasaya muhalif olarak özünden zedeleyecektir. Ömrün bütün alanını kapsayacak genişlikte üretim ve tüketim unsurlarına kotalar, vergiler ve ticaret, sanayi, tarım, hayvancılık faaliyetlerine yasaklamalar ve sınırlamalar getirmektedir.
– Bu kanunu tüm ülkelere dayatan kendilerini dünyanın sahibi sanan bir avuç global oligarşi ‘gezegen ısınıyor’, ‘iklim değişiyor’ çarpıtma ve demagoji ile dünyayı aldatarak ‘yeni normal’ ismiyle insanlığı dijital köleliğe mahkum etmek istemektedir.
REDDEDİLSİN
– Global sözcüler ‘yapay et’, ‘seyahat insan hakkı değil’ diyerek doğal kaynaklarımızı ve besinimizi bozmak, 15 dakikalık akıllı kentler ile tüm hak ve özgürlüklerimize müdahaleyi amaçladıkları bilinmektedir. Meclis’te bu düzenlemenin reddedilmesi için gelecek jenerasyonlar ismine vicdani sorumluluğumuz olarak görüyoruz.