Avrupa Parlamentosu’nun Türkiye raportörü Nacho Sanchez Amor açıklamalarda bulundu… Euronews’e konuşan Amor, Türkiye’nin AB üyelik sürecinin artık fonksiyonsuz hale geldiğini söyledi.
Dört yıldır Türkiye raportörü olarak misyon üstlenen Amor, “Üyelik süreci artık fonksiyonsuz hale geldi. Süreç fonksiyonel değilse ki benim görüşüme nazaran fonksiyonsuz hale geliyor, diğer bir format aramamız gerekir” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan geçen hafta gerçekleşen NATO Önderler Doruğu öncesinde yaptığı AB üyelik çıkışını kıymetlendiren Amor, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tavrındaki değişim olağan olabilir. Lakin İsveç’in NATO üyeliğinden, Avrupa Birliği üyeliğine geçişi düşünmek büsbütün beklenmedik bir atılımdı ve bu esasen mümkün de değil. Zira burada iki farklı kanal var, farklı rasyonel yapılara sahip iki farklı örgüt var; NATO, diyelim ki askeri ve güvenlikle ilgili. Avrupa Birliği ise hala iştirak sürecinin merkezinde yer alan bir demokrasiler kulübüdür” dedi.
“TÜRKİYE’DE ISLAHAT YOK, GERİYE GİDİŞ VAR”
Amor, “Her ülke Kopenhag kriterlerini yerine getirmek zorunda. O halde Türkiye’nin mevcut durumunu değerlendirmeliyiz. Mevcut durumda hiçbir değişiklik yok. Hiçbir ıslahat yok. Bilakis, insan hakları ve hukukun üstünlüğü alanlarında tam bir geriye gidiş kelam mevzusudur. Bu da iştirak sürecinin özünü oluşturmakta. Elbette pek çok teknik mevzuyu tartışmak zorundayız, lakin kıymetlendirmemiz gereken ve benim raporlarımda da diğerlerinin kurul raporlarında da bedellendirilen temel şey, ülkeyi tam teşekküllü bir demokrasi haline getirmek için görünürde bir siyasi irade olmadığıdır” yorumunu yaptı. Amor, İsveç’in NATO üyeliğinin olağandışı bir durum olduğunu zira ortada bir savaş durumu olduğunu söylerken, “Savaş var ve Erdoğan savaş anında kuzey kanadımızın desteğini geciktiriyor. Sonunda Erdoğan’ın vetoyu kaldırdığını görmekten çok memnunum zira bu çok lakin çok acı verici bir durumdu. Bu son adımı takdir ediyoruz” dedi.
Amor, Avrupa’nın PKK’ya yönelik siyasetlerinin da daha dengeli olması gerektiğini lisana getirdi. Avrupalı yetkili, Avrupa Birliği’nin Türkiye’nin İsveç’in üyeliğine onay vermesi karşılığında bir teklifte bulunmadığının da altını çizdi. Amor, “Güçlü ve demokratik bir Türkiye’nin, bu güçlü ülkenin aramızda olmasının Avrupa Birliği için kusursuz bir şey olacağını düşünüyorum” yorumunu yaptı.
“HÜKÜMET BU ISLAHATI MECLİSE GÖNDERMEDİ”
Amor, kendisine yöneltilen vize serbestisi mevzularında ilerleme sağlanamamasıyla ilgili olarak da, “Bu mevzularda hiçbir ilerleme yok zira Türk hükümetinin ele almadığı kriterler, şartlar var. Gerçek olan da bu. Türkiye’deki kamuoyuna Avrupa Birliği’nin buna uymadığı iletisi verildiğinden eminim. Göçle ilgili mutabakatta imzaladığımız şey, Türkiye bu kriterlere uyduğunda vize serbestisi sürecine yine katılmaya hazır olacağıdır. Bunlardan ikisi çok değerli. Terörle gayret maddesindeki terörizm kavramının kapsamı ve data müdafaa yasası. Lakin hükümetin geçen yıl bu ıslahatı meclise gönderdiğini duymadım. O vakit son periyotta yaşananlar bu süreçten farklı” sözünü kullandı.
“GERÇEK TAHLİL VİZE SERBESTİSİ”
Avrupalı üst seviye yetkili, vize meselesiyle ilgili ayrıntılı açıklama yaptı.
Amor, “Bence vize konusunda gerçek tahlil vize serbestisine gidilmesidir. Bu ortada, Avrupa ülkelerinin vize ofislerinde kâfi hizmet verilmediği ve vize almak için çok fazla gecikme olduğunun farkındayız. Bunun farkındayız, bu mevzuda telaşlıyız. Hizmetlerimizi güçlendirdik zira bildiğiniz üzere pandemiden sonra iş yahut öteki nedenlerle seyahat etmek için ağır bir talep vardı. Raporumda önerdiğim tahlil, Avrupa’da Erasmus’a hak kazanmış öğrenciler için vize prosedürünün hızlandırılmasıdır. Bu bir yaklaşım olabilir. Erasmus öğrencileri hakkında konuşmaya başlayabiliriz. Nihayetinde iş dünyası hakkında da konuşabiliriz, lakin sorunun gerçek tahlili belli bir küme insanı seçmek değil, Türk makamlarının vize serbestisinden evvel yerine getirmeleri gereken kriteri sahiden onaylamak ve bunlara hakikaten uymaktır” dedi.
