Baran, ameliyatının akabinde hastanede tedavi gördüğü sırada cep telefonundan yazdığı 360 sayfalık kitabı için “Bu anlatım içinde, Uğur Dündar şahsen romanın kahramanı” diyor.
Okuyucular kitapta Köy Enstitüleri’nden, Seyahat Parkı olaylarına kadar birçok mevzuyu bulacak. Kitabın önsözü ise usta sanatçı Müjdat Gezen tarafından yazıldı. Baran kitabı yazma fikrinin nasıl doğduğunu şöyle anlattı:
Uğur Dündar ağabey bir gün “Sen çok büyük bir yazarsın, yapıtlarını okurken John Steinbeck okur üzere oluyorum. Seni tanımadan evvel erkek kardeşim yok diye üzülürdüm, ancak sen varsın, artık üzülmüyorum” dedi. Artık bana bu türlü diyen, beni değerli bir elmas üzere vitrine koyan, Türkiye’nin son elli yılında herkesin sayıp sevdiği, güvendiği Uğur Dündar üzere çok kıymetli bir şahsiyetin romanını yazmasaydım kendimi bir muharrir olarak eksik hisseder ve üzülürdüm. Bunu yazmak çok çok zordu ancak başardım. Dünyanın her yerinde halk başkanları vardır. Uğur Dündar ağabey de bu halk liderlerinden biriydi. Yaşadığı olayları ve tarihi vakit dilimlerini edebiyat lisanıyla, destansı, şiirsel lakin bir yandan da gerçek tarihi ortaya koyarak yazmak gerekiyordu. Bir muharrir bunu yapmalıydı. İşte bu muharrir ben oldum.
Baran kitabını hasta yatağında eski bir cep telefonuyla, bazen günde 18 saat çalışarak 54 günde tamamladı. Baran’ın Atatürk’ün Fotoğrafına Bakarken romanı da çok beğenilmişti.
CANLI YAŞAYACAK
Kitabın yalnızca Türkiye’nin son 50 yılına ışık tutmakla kalmayacağını, okuyucuyu romanın içine alarak son şahsen yaşatacağını belirten Baran şunları söyledi: Okuyucu, yalnızca Türkiye’ye televizyonun birinci gelişini, TRT yayınlarının birinci başlama öyküsünü değil, dünya televizyon tarihini de canlı yaşayacak. Bunun yanı sıra Osmanlı Devleti’nin borç batağına sürüklendiği, çöküşe gittiği yılları, Selanik ve Balkanlar’ı nasıl kaybettiğimizi, Çanakkale Savaşı’nı, Kurtuluş Savaşı’nı, Cumhuriyetin kuruluşunu Uğur Dündar’ın düşünde Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile söyleşi yapmasından Ceddimizin ağzından dinleyip canlı yaşayacak. Okuyucu, Uğur Dündar’ın sunduğu Türkiye’de televizyondan canlı olarak yayınlanan birinci olimpiyat oyunlarının yanı sıra, Almanya’daki olimpiyat köyüne yapılan terör taarruzunda 17 kişinin öldürülmesini canlı yaşayacak.
