Dönemin varlıklı Doğu Romalıları için yapıldığı varsayım edilen Balatlar Yapı Topluluğu’nda 2010’da başlatılan hafriyatta gün yüzüne çıkarılan döşeme mozaikler, onarım, tamirat ve paklık çalışmalarının akabinde hafriyat alanında oluşturulan korunaklı yapıda koruma edilmeye başlandı.
Zarar görmelerinin önlenmesi için korunaklı yapı içerisinde üstleri örtüyle kaplanan 1600 yıllık mozaikler, sergilenecekleri günü bekliyor.
Mimar Sinan Hoş Sanatlar Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Kısmı Öğretim Üyesi ve Balatlar Yapı Topluluğu Hafriyat Lideri Prof. Dr. Gülgün Köroğlu, hafriyatta ortaya çıkardıkları farklı periyotlara ilişkin mozaiklerin çok enteresan eserler olduğunu söyledi.
Özellikle erken Bizans devrine ilişkin Hristiyan mozaiklerinin çok enteresan olduğunu vurgulayan Köroğlu, bu mozaiklerin kullanıldıkları periyotta mezarların üzerini örtmek için yapıldığını anladıklarını lisana getirdi.
“Mozaikleri ziyan görmeyecek hale getirdik”
Köroğlu, hafriyat grubu olarak mozaikleri sergilenmeye hazır hale getirdiklerini, bundan sonraki sürecin Bakanlık tarafından yürütüleceğini belirterek, şöyle devam etti:
“Balatlar’daki kazıların artık son yılları yaklaşmakta. Birkaç yılımız var. Bundan sonraki birkaç yılda hafriyatla hazırlanan projelerin uygulamaya geçmesi lazım. Bakanlığımızın takviyesiyle alandaki öbür tamiratlar ve onarım da yapılarak bir karşılama merkezi yapılıp turizme açılmalı.
Cezaevi, bu yaz turizme açılacak. Buradan çıkan beşerler Balatlar’a gelecek. Şu an gelen ziyaretçileri rastgele bir fiyat almadan mesleksel sorumluluğumuz ile gezdiriyoruz lakin gerçek manada bir seyahat yeri, ören yerine dönüşmesi için Bakanlığın onay vermesi, faal kazıların da belirli bir noktada bitmiş olması gerekiyor. Biz bu düzeye geldik.”
Kazıda gün yüzüne çıkardıkları mozaikleri restore ederek ziyan görmeyecek hale getirdiklerine dikkati çeken Köroğlu, “Restorasyon işleri bitti. Onların üzerine süreksiz örtü yaptık. Mozaikleri ziyan görmeyecek hale getirdik lakin profesyonel bir yer yapılması lazım” diye konuştu.
Mozaiklerin üzerine Zeugma, Antakya müzelerindeki üzere cam yer yapılması gerektiğini kaydeden Köroğlu, alanda yapılması planlanan karşılama merkezi projesiyle ilgili sürecin devam ettiğini kelamlarına ekledi.
